19 Aralık 2010 Pazar

Biraz Giyinmelisiniz Diye Düşündüm

Çok yakın bir arkadaşım "Üniversitede geçirdiğin her bir yıl sanki seni 10 yıl büyütüyor, göreceksin." demişti. Gördüm. Üniversitede şöyle olur, böyle olur zırvalamalarına girmek değil niyetim ama insanlara baktıkça suratımda beliren "aşağılama gülüşü" ifadesi, günlük kullanıma uygun ve yan etkisiz gündüz kremi gibi doğal olmaya başladı, bundandır rahatsızlığım.

O kadar ilginçsiniz ki. Mesela ben, birbirinizin arkasından atıp tutup sonra şapur saçma öpüşlerinizle tarihe yataklık ediyorum. O kadar içiçe geçmiş ki siz bile hangisiyle olduğunu bilmediğiniz çıkarlarınızla uyuyorsunuz her gece. On adım geriden izlemekle bütün iğrençliklerinizin farkında olmaya başlamak bunu yazdıran. Yazıyı üzerine alması gereken kişi/kişiler yok. Herkeste aynı hikaye her gün dinlediğim. Mekan ve kişiler farklı, hikayeler aynı. Belki de biraz yaşanmışlıkla büyümek arasında saflıktan çıkmaya başlamak bu farkındalık, büyük bir rehber varlığında.

Belli başlı konularda o kadar "prensipsiz"siniz ki, lafları havaya megafonla atıp, bu hareketin gerektirdiği davranışı yapmamak için "mp3player"larınızın kulaklıklarını takacak kadar boşsunuz. Ve korkaksınız. Ona buna ayıp olur diye kendiniz "kayıp" oluyorsunuz. Çağdaş olmayı "prensipsiz" ve "rahat" olmak sanıyorsunuz ama sadece "basit" oluyorsunuz.
Aile ortamı içinde "üniversite de bitirmiş adam aslında..." diye bir tabir vardır saçma bir tavır sergileyen insana dair. Sevgili aile olmuş ve olacak saf insancıklar size sesleniyorum. Etrafım üniversite okuyan insanlarla dolu, ne ortamlar ne ilişkiler... Saflığınızı yirim sizin.

Bi' de herkesin yaptığına karşı duran "cool" tiplerimiz var; "dadından yinmez." Her yaptığınız takip edip ama takip ettikleri aracı -hiç kullanmıyormuşçasına- aslında hayatı yapmış olanlar (Facebook). Arkadaşlık ilişkilerini oradaki listeye göre yapanlar, silerseniz bunu gurur meselesi haline getirenler, orada evlendiğini/boşandığını sananlar, bir süre sonra b.kunu çıkarıp fotoğraf albümü koyma zıbıtığı olanlar...

Kimsenin yaptığını/yapmadığını eleştirmek değil niyetim. Tüm derdim söylediği lafları ekmeğe bandıra bandıra yutanlar. Boşken, yokken var olmaya çalışanlar. Samimiyetsizliklerini, yalanlarını, birbirlerinin arkasından söyledikleri lafları bildiğim insanlar... Ünlü düşünür Serdar Ortaç'ın nadide eserinde belirttiği "Sana bir önerim olacak, hayatından mikropları at." cümlesindeki mikroplar...
"Giydirmiş" gibi mi oldum? Kış geldi de, biraz giyinmelisiniz diye düşündüm.